Kitap SpoilerBilgiSanat

Saatleri Ayarlama Enstitüsü

saatleri ayarlama enstitüsü

 ” Saatleri Ayarlama Enstitüsü ” adlı roman Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından yazılmıştır. İstanbul’un karmaşık dokusunu ve modernleşme sürecindeki toplumsal değişimleri ele alır. Roman, otobiyografik unsurlar taşır ve ana karakter olan Hayri İrdal’ın gözünden anlatılır.

İstanbul’un tarihî semtlerinden birinde yer alan Saatleri Ayarlama Enstitüsü ‘nün hikayesini anlatır. Bu enstitü, insanların saatlerini ayarlamalarına yardımcı olan bir kurumdur. Ancak aslında daha derin bir anlama sahiptir. Burası, modernleşme sürecindeki insanların zaman algısının değişimini ve bu değişime uyum sağlama çabalarını temsil eder.

Hayri İrdal, enstitünün müdürüdür ve roman boyunca onun deneyimlerini takip ederiz. İrdal, geleneksel değerlerle modernliğin arasında sıkışmış bir karakterdir. Enstitü, İstanbul’un modernleşme sürecinde bir kavşak noktasıdır. Burada geçen olaylar, toplumsal ve kültürel değişimin yansımalarını sunar.

Roman, İrdal’ın enstitüdeki günlük işleyişini, personeliyle ilişkilerini ve İstanbul’un değişen manzarasını anlatır. Aynı zamanda geçmişle gelecek arasında sıkışmış bir karakterin iç dünyasına da derinlemesine bir bakış sunar. İrdal, modernleşme karşısında duyduğu endişe ve nostalji arasında gidip gelirken, okuyucuya hem kişisel hem de toplumsal bir yolculuk sunar.

 Roman’ın Kısa Özeti

Hayri İrdal on yaşındayken dayısı ona bir saat hediye eder. Bu saat, İrdal için sadece zamanı gösteren bir araç değil, aynı zamanda geçmişle bağlarını da temsil ediyordu. Saat, ailenin nesiller boyu aktarılan bir mirasıydı ve İrdal için değerli bir anlam taşıyordu.

Saat, yıllar boyunca ailenin en değerli eşyalarından biri olarak korunmuştu. Ahşap kasası yıpranmış olsa da işçiliği ve zarafeti hala göz alıcıydı. Saat yüzünde, eski tarzda Roma rakamları ve işlemeli detaylar bulunuyordu. Her tik takı, evin sessizliğinde yankılanırken, İrdal’ın geçmişe doğru bir yolculuğa çıkmasını sağlıyordu.

Bu eski saat, ailenin geçmişine dair hatıraları canlandırıyordu. İrdal, çocukluğunu hatırladığında, babasının ona zamanı nasıl öğrettiğini düşünürdü. Saat, aynı zamanda İrdal’ın babasının da zamanla ilgili hikayelerini anlatması için bir ilham kaynağıydı. Ancak, saat sadece nostalji dolu anılarla değil, aynı zamanda İrdal’ın iç dünyasındaki çatışmalarla da doluydu. Saat, zamanın acımasız ilerleyişini ve modern dünyanın değişen ritmini temsil ediyordu. İrdal, saatin tik takları arasında geçmişle gelecek arasında sıkışıp kalan bir adam olarak hissediyordu kendini.

Bu saat, “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”nün kurulmasında da önemli bir rol oynadı. İrdal, saatteki detayları inceledikçe ve geçmişe dair hatıraları canlandırdıkça, enstitünün doğuşunu hayal etmeye başladı. Saat, onun için bir ilham kaynağıydı ve sonunda enstitünün sembolü haline geldi. Böylece, İrdal’ın evindeki eski saat, sadece zamanı gösteren bir araç değil, aynı zamanda geçmişle gelecek arasındaki bağı simgeleyen önemli bir nesne olarak romanın akışında yerini alır. Saatlerle uğraşmak Hayri’de bir tutku haline gelir. Bu yüzden bir saatçiye çırak olur.

Usta ve Çırak

Ustası Nuri Efendi sıradan bir saatçi değildir. Nuri Efendi “Muvakkithane” de yani cami saatlerini ayarlamakla görevli kişilerin bulunduğu kurumda memurdur. Sıradışılığı yüzünden Hayri, ustasına hayrandır. Onun yanında bıkmadan, yorulmadan çalışır. Kendisine saatler hakkında bildiği her şeyi öğreten bu filozof ruhlu adam, aynı zamanda mahallelerindeki tuhaf “hazine avlarının” da bir parçası olmuştur. Ancak ne yarı deli Seyit Lutfullah etrafında gelişen hazine avları, ne de Aristidi Efendi etrafında gelişen simya deneyleri aralarında Hayri İrdal’ın babasının da bulunduğu bu kişileri zengin edecek hazineye ulaştırabilmiştir.

Yine bu grup içinde yer alan Hayri İrdal’ın babası, zengin kardeşi Zarife ölünce kendi maddi durumları açısından kısa süreli bir mutluluk yaşamıştır. Ancak Zarife Hala gömülmek için götürülürken, tabutundan dirilmiştir. Bundan sonraki hayatı boyunca para konusundaki tutumunu değiştirerek sürekli para harcayan bir kadın haline gelmiştir.

Nuri Efendi ‘yi yitirdikten sonra ne yapacağını bilemeyen Hayri İrdal, I. Dünya Savaşı çıkınca dört yıl askerlik yapar. İstanbul’a dönünce, eskiden zengin olan Abdüsselam Efendi’nin yetiştirdiği Emine adlı biriyle evlendirilir. Ancak, Abdüsselam Efendi öldükten sonra, insanlar onun hiç parası kalmamış olduğuna inanamaz. Çünkü,  kayınpederi Abdüsselam Efendi’nin sürekli borç para bulmak için uydurduğu “Şerbetçibaşı Elması” ile ilgili öylesine yaptığı söylemler ciddiye alınır ve İrdal alacaklılara böyle bir elmas olmadığını kanıtlamaya çalışmaktan sinir krizi geçirerek Adli Tıp’a gönderilir.

Enstitünün Kuruluşu

Burada Doktor Ramiz ile tanışan İrdal’a, “Baba Kompleksi” teşhisi konulur. Karısını da kaybeder. Bu yıllarda medyumları bir araya getiren İspritizma Cemiyeti’nde, daha sonra da bu cemiyetten tanıdığı Cemal Bey’in şirketinde çalışır. Fakat giderek hırçınlaşan Cemal Bey, onu işten çıkarır.

Doktor Ramiz vesilesiyle, karşılaştığı her fırsatı değerlendirmeyi bilen biri olan Halit Ayarcı ile karşılaşır. Halit Ayarcı, saatini tamir ederken gösterdiği tavrından ve söylediği cümlelerden etkilenerek, Hayri İrdal’ın saatlere olan merakından yararlanmak için birlikte “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” kurmayı teklif eder ve beraber kurarlar.

Saaatlerle ilgilenen bu anlamı bir karmaşa olan Enstitü, Hayri İrdal’ın yazdığı ve tamamen yalanlara dayanan “Ahmet Zamani Efendi” kitabı gibi işlerle büyük ilgi çeker ve son derece başarılı olur. Hayri İrdal, bir anda zenginleşir, şöhret sahibi olur ve etrafındaki herkesin saygısını kazanıp hiç olmadığı biri gibi, büyük övgülerle resmedilmeye başlanır.

Enstitü az zamanda gelişip genişler. Yabancı ülkelere bile açılırlar. Hayri İrdal çok mutludur. Hayri İrdal, ikinci evliliğini yapar. Eşi onu arkadaşıyla aldatır. Doğan çocuk Halit Ayarcı’nın tıpkısıdır. Ama saf kalpli olan Hayri İrdal bunu Halit Ayarcı’yı karıkoca çok sevmelerine bağlamıştır.

Enstitünün Kapanışı

Enstitüde işler kötüye gitmeye başlar. Amerika’dan getirilen uzmanlar yaptıkları inceleme sonucunda bu kurumun gereksiz olduğu raporunu verirler. Uzun süre bu durumun saçmalığından yakınsa da sonunda durumu kabullenen İrdal, “içten ve dıştan bir saate benzeyen” Enstitü binasını tasarlayınca ününe ün katar. Halit Ayarcı, Enstitü ile alakası olan insanların yaşayacağı Saat Evleri projesini de İrdal’a vermek ister, ancak iş burada geri teper.

Hükümet enstitünün kapatılması için bir tasfiye kurulunun oluşturulmasına karar verir. Yenilikler kendilerinden uzakta olduğunda bunu şiddetle destekleyenler, iş kendi evlerine gelince bunların hiçbirisini istemez. Halit Ayarcı, bunu kendisine bir ihanet olarak görür ve kısa süre sonra Saatleri Ayarlama Enstitüsü “daimî bir tasfiye” haline girer. Halit Ayarcı, bundan kısa süre sonra bir araba kazasında hayatını kaybeder. Hayri bu olaya çok üzülür. Onun anısını yaşatmak için bu kitabı yazar.

Roman Hakkında Sonsöz

Roman, Tanpınar’ın ustalıklı diliyle, İstanbul’un zamansal ve mekânsal dokusunu ustaca işler. İnsanların zamanla nasıl baş edebildiği ve modern hayatın getirdiği zorluklar, romanın temel odak noktalarından biridir. “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”, modernleşme ve gelenek arasındaki çatışmayı, insanın zamanla olan ilişkisini ve İstanbul’un ruhani dokusunu ustalıkla işleyen derin ve etkileyici bir romandır. Tanpınar, okuyucuya hem tarihsel bir pencereden bakmayı hem de insanın iç dünyasına derinlemesine inmeyi başarıyla sunar. Mutlaka okunması gereken romanlardan biridir.

 

 

Önerilen içerikler
Bilgi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Rolü: Görevleri ve Önemi

BilgiSağlık

Köpekten Bulaşan Kist: Sağlığınızı Tehdit Eden Gizli Düşman

BilgiGündem

Türkiye'nin Sığınmacı Politikasını Yeniden Değerlendirmek: Gönderilmesi Gerekenler

Bilgi

Amerika Rüyası: Göç Sürecinde Bilmeniz Gerekenler ve İlk Adımlar

Abone olup yenilik ve promosyonlardan haberdar olabilirsin!

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
Tüm yorumları görüntüle
0
Would love your thoughts, please comment.x