Elon Musk, son yıllarda yalnızca teknolojik girişimleriyle değil, aynı zamanda güçlü siyasi görüşleri ve sosyal konulardaki sert çıkışlarıyla da gündemden düşmeyen bir figür oldu.
2020’de oğlu Xavier’in kimlik bunalımı yaşayarak trans kimliğini açıklaması ve Musk’ın bu süreçte yaşadığı duygusal çalkantılar, onun LGBT hareketine ve ‘woke’ olarak nitelendirdiği kültürel değişimlere karşı sert bir tutum almasına yol açtı. Musk, bu konulara dair bakış açısını, Twitter’ı satın alarak medya ve özgürlük üzerine geniş çaplı bir müdahalede bulunarak somutlaştırdı. Öyle ki, Elon Musk bu süreçte oğlu için verdiği kararın pişmanlığını dile getirdi, “Oğlumu öldürdüler” ifadesini kullandı ve LGBT hareketine karşı savaş açtığını ilan etti. Bu yazı, Musk’ın değişen siyasi çizgisini, neden Twitter’ı aldığını ve nasıl kendini bu kültürel savaşın merkezinde bulduğunu anlamak üzere bir inceleme sunuyor. Bu Malik Ejder adlı bir twitter kullanıcısına aittir.
1. Musk ve Oğlu Xavier: 2020’de Başlayan Kimlik Krizi
Her şey, 2020’de Musk’ın 16 yaşındaki oğlu Xavier’in kimlik bunalımı yaşamasıyla başladı. Musk, psikolojik destek aldığı uzmanların yönlendirmesiyle oğlunun trans olarak kimliğini kabul etmesine izin verdi. Bu karar, Musk için büyük bir pişmanlık kaynağına dönüşecekti. Musk, o dönemdeki duygularını “Beni kandırdılar, oğlumu benden çaldılar” diyerek özetledi ve oğlunun kararlarına saygı göstermiş olmanın pişmanlığını yaşadığını ifade etti.
2. LGBT ve ‘Woke’ Kültürüyle Savaş: Twitter’ın Satın Alınması
Musk, oğlunun kararından ve aralarındaki kopuştan sonra LGBT lobisine karşı duyduğu öfkeyi açıkça dile getirdi. Musk, oğlunu kaybetmenin travmasını atlatamazken LGBT ve ‘woke’ hareketlerini suçlu buldu. Bu süreçte LGBT ve ‘woke’ kültürüne karşı duyduğu öfke, Musk’ı Twitter’ı satın alma kararına yönlendirdi. Twitter’ı, “woke virüsü” olarak adlandırdığı bu kültürel yapıyı yok etmek için bir araç olarak gördü.
Twitter’ı satın aldıktan sonra şirketin yaklaşık 7.500 çalışanının yarısını işten çıkardı. Musk, Twitter’ın LGBT’nin merkezi haline geldiğine inandığı bir platformu temizleme amacını taşıdığını açıkça belirtti. Twitter’ı satın alma sürecindeki zarara rağmen Musk, bu kararı yalnızca ticari kaygılarla almadığını, inandığı değerler doğrultusunda hareket ettiğini sık sık ifade etti.
3. ABD Siyasetindeki Yön Değişimi: Biden ve Trump’ın Karşıt Tutumları
ABD Başkanı Joe Biden’ın göreve gelmesiyle LGBT hakları konusunda bir dizi düzenleme yürürlüğe girdi. Biden yönetimi, çocukların trans kimlikleri tanımasını kolaylaştıran politikalar izledi. Öte yandan, Donald Trump, bu tür değişikliklere karşı savaş açacağını söyleyerek LGBT hareketini ve çocukların cinsel kimliklerine dair karar alma süreçlerini kısıtlayacağını belirtti. Trump’ın bu açıklamaları, Musk için aradığı lideri bulduğunu hissettirdi. Musk, Trump’a destek olmaya karar verdi ve onu finansal olarak destekleyerek LGBT hareketine karşı duruşunu güçlendirdi.
4. ‘Woke’ Kültürü Karşıtı Yeni Bir Liderlik
Musk, yıllar boyunca çevreci, yenilikçi ve ilerici bir figür olarak tanınmışken, LGBT hareketine karşı açtığı savaş onu Cumhuriyetçi kesime yakınlaştırdı. Tesla’nın doğa dostu elektrikli araç üretmesine rağmen, Musk, ticari çıkarlarını bir kenara bırakıp LGBT karşıtı politikaları savundu ve Cumhuriyetçi bir tavır sergiledi.
Ancak bu dönüşüm, onun iş çevresindeki birçok demokrat müşterisini ve ünlü takipçilerini rahatsız etti. Pek çok kişi, Musk’ın kararlarına tepki gösterdi ve Tesla araçlarını boykot etme çağrısında bulundu. Ancak Musk, işlerinin zarar görmesine aldırış etmeden inandığı yolda ilerlemeye devam etti.
5. Elon Musk’ın Mücadelesi: Kişisel Bir Hesaplaşma mı, Kültürel Bir Savaş mı?
Musk’ın oğluyla olan ilişkisi, bu mücadelenin en temelinde yatan kişisel bir travmanın yansıması gibi görünüyor. Musk, “woke” kültürü yok etmek adına savaş verdiğini ve oğlunun bu kültür yüzünden kendisinden koptuğunu dile getiriyor. Oğlu Vivian Jenna Wilson, babasıyla olan tüm ilişkisini kesmiş durumda. Musk’ın biyografisinde bu mücadelesini “Oğlumu kaybettim ve woke virüsünü yok etmek için yemin ettim” ifadesiyle anlatıyor.
Vivian Wilson, 2022’de babasını reddetti ve babasının Trump’a olan desteğini görünce ABD’den ayrılmayı planladığını duyurdu. Elon Musk’ın bu konuda hissettikleri, oğlunu kaybetmenin öfkesiyle şekillenen bir kültürel savaş olarak yorumlanabilir.